14 Şubat 2011 Pazartesi

O Köprü

Boğaz Köprüsü budur;

Çocukluğumda yağmur yağdığında (ki gerçekten bütün gün yağmurun hiç durmadığını günleri hatırlarım) 3 buçuk 4 metre hatta 5 6 metreyi görmüşlüğü vardır bu dereden akan suyun genişliğinin. Arkada görünen pembe boyalı ev demirciydi. Pulluklar, su tankerleri, römorklar, traktör parçaları, demir profillerle dolu olurdu burası Bu eski elektrik direği köprü olurdu. İki yakayı birbirine bağlardı. Yağmur olsun ya da olmasın ben hep bu köprüden geçerdim karşıya. Adı da Boğaz Körüsüydü. Üzerinden geçerken esner bende zıplaya zıplaya geçerdim. Bir gün tüm gün durmayan sağnak yağmurla artık dolup taşan dere önüne bu köprüyü ve demircinin bütün aletlerini de alıp sürüklemişti. Köyün çıkışına yakın derenin daraldığı bir yerden bulup geri getirmişlerdi sürüklenen aletleri. Köprü yokken de iş makinasının kepçesiyle karşıya geçmişti insanlar. Belediyenin amme hizmeti, bir nevi teleferik gibi çalışan iş makinesi. O zamanlar gittiğim en uzak yer İzmir. En fazla 90-95 km. Ne bir boğaz ne boğaz köprüsün ne de teleferik görmüşlüğüm var ama onlar benim için Boğaz Köprüsü ve Teleferikti. Bir iki hafta önce abim beni aradı.
- "Şu an derenin önündeyim, bütün gün yağmur yağdı ve dere çocukluğumuzdaki gibi dolu dolu akıyo" dedi.
İlk sorum "Köprü de orda mı?" oldu. Cevap niye bilmiyorum beni sevindirdi baya güldük. - "Burda lan olmaz mı yağmuru görünce gelmiş" =). Köyün otonom sistemi işleyip direk gerekli hizmeti sağlamış.
>>Belediye başkanının evi derenin öte tarafında gerçi onunda etkisi olabilir :) <<

Geçtiğimiz hafta bende köye gittim ve Boğaz Köprümü görünce dayanamadım. Birde dolu dolu yağmur olsaydı da dolu halini görseydim ne güzel olurdu ama olsun bu da yüzümü güldürmeye yetti.

Ha bunu buraya neden yazdım. Ne biliyim işte şaçma bi mutlu oldum bu köprüyü yeniden görünce anlatayım istedim.Belki sizin de vardır böyle şeyleriniz . Belki onları hatırlarsınız da sizin de yüzünüze bir hareket getiririm diye...
Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More